Gebelerin ve ailelerinin gebelik boyunca en çok endişelendikleri konu doğumun nasıl olacağıdır. Anne adayı bir yandan arkadaşlarının ve akrabalarının etkisinde kalır bir yandan ise bebeğine bir şey olacağı ve ağrı çekme korkusu ile normal doğum mu sezaryen mi kararını vermekte zorlanır. Bir yandan normal doğurmak isterken bir yandan başaracağına dair güvensizlik içindedir.
Anne adaylarının bu nedenle doktorları tarafından doğru bilgilendirilmeye ve yönlendirilmeye ihtiyaçları vardır. Doğum şekli bireyselleştirilmelidir.
Anne adayının geçmiş öyküsü ,fizik muayene bulguları ,mevcut riskleri ve hatta neler hissettiği bir bütün olarak değerlendirip bir karara varılmalıdır. Doğum hekimlerinin esas amacı anne sağlığını koruyarak bebeklerin sorunsuz bir şekilde dünyaya gelmesini sağlamaktır.
Doğum şekline 36-37 .haftalardan önce karar vermek mümkün değildir. Anne adayının normal doğum yapabilmesi için bebeğin başının aşağıda olması ve pelvis dediğimiz çatıya girmesi, çatısının dar olmaması, anneye göre iri bebek olmaması, plasentanın normal yerleşimli olması ve anne adayının normal doğuma istekli olması gerekir. Normal doğum için sabırlı olmak gerekir. Sezaryen gibi zamanlanması mümkün değildir. 41. haftaya kadar her şey yolunda ise beklenebilir.
Planlı sezaryen ise beklenen doğum tarihinden yaklaşık olarak 7 ile 10 gün önce gerçekleştirilir. Vajinal doğumun riskli olduğu durumlarda (çoğul gebelik , şeker hastalığı,yüksek tansiyon, gebeliği komplike eden bir enfeksiyon yada plasenta ilişkili problemler, iri bebek, dar pelvis, bebeğin başının yanlış gelişi, ilerlemeyen doğum) sezaryen planlı olarak yapılır. Bazen hekimler anne ve bebek sağlığı açısından acil durumlarda sezaryen kararını alırlar. Acil durumlar anne karnında bebeğin oksijensiz kalması , kordon sarkması ya da kanama gibi problemlerdir .
Bazen de gebeler daha önceki kötü doğum tecrübeleri sonucu normal doğurmak istemezler. Sezaryen genellikle güvenli ve hayat kurtaran bir ameliyat olarak bilinse de vajinal doğumla kıyaslandığında bir takım riskler taşır.
Gebelerin bir kısmı sezaryen sonrası vajinal doğum istemektedir; fakat istatistiksel olarak sezaryen sonrası başarılı doğum oranı düşük olmasından ötürü gebeler sezaryen ameliyatına yönlendirilmektedir. Önemli olan gebe kadınların normal ve vajinal doğumun avantaj ve dezavantajları hakkında doğru bilgilendirilmeleridir.
Vajinal doğumun fayda ve zararları
Vajinal doğumun en önemli kazancı hastanede yatış süresinin kısa olması ve sezaryene göre iyileşme süresinin kısa olmasıdır. Doğum sonrası anne birkaç saatte normal aktivitesine döner. Sezaryen ile doğmuş bebeklere göre vajinal doğum ile dünyaya gelmiş bebekler anneleriyle daha erken temas kurarlar ve bu da daha erken anne sütü ile beslenmelerine vesile olur.
Eylem sırasında kasılmaları sağlayan oksitosin hormonu anne sütünün gelmesini uyarır ve böylece kısa sürede emzirme başlar. Doğum kanalından geçerken bebekler akciğerlerindeki amnios mayiini ( bebeğin suyu) dışarı atarlar ve bu da yaş akciğer gibi solunum problemlerini engeller.
Doğum kanalından geçerken yeterli miktarda flora bakterileri ile karşılaşan bebek immün sistemini kuvvetlendirir ve bağırsaklarını korur.
Vajinal doğumda bebek doğum kanalından çıkarken vajina ne kadar genişlese de pelvik kaslar ve taban zarar görür. Bu da ilerde öksürmek, hapşırmak, gülmekle idrar kaçırma ve vajinal genişlemeye neden olur. Vajinal doğumun anne açısından en önemli riski doğum esnasında oluşabilen yırtıklardır. Zor gerçekleşen doğumlara bağlı olarak bebeklerde incinme gerçekleşebilir. Omuz takılması, klavikula kırıkları önceden öngörülemez.
Sezaryenin fayda ve zararları
Bir kadın normal doğuma uygunsa; sezaryen olmanın bir avantajı yoktur. Sezaryenın majör bir cerrahi olmasından ötürü aşırı kanama, korku, enfeksiyon, anesteziye bağlı riskler ve doğum sonrası ağrı gibi riskleri vardır. Sezaryen ile doğum yapan bir kadın hastanede daha uzun süre kalır ve ameliyat yerinde ağrıları devam eder.
Artmış kan kaybı ve enfeksiyon riski,mesane ve bağırsak zedelenmesi ve hematom ( kan pıhtısı ) oluşum riski artar. Yapılan çalışmalar sezaryen ile doğum sonrası emzirmenin daha geç olduğunu göstermektedir.
Doğum sonu iyileşme zamanı sezaryende daha uzun olur. Derinin ve ameliyat bölgesindeki sinirlerin iyileşmesi ortalama 2 ayı almaktadır. Uzun vadede sonraki gebeliklerde uterinrüptür ve plasenta problemleri ile karşılaşılabilir. Sezaryen ile doğan bebeklerde doğumda solunum problemleri, uzun vadede astım gibi hastalıklar daha sık görülmektedir.