İleri Kadın Yaşı
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
İleri kadın yaşı, doğurganlığı etkileyen önemli bir faktördür. Kadınların yumurtalıkları menopoz sırasında yumurta üretmeyi durdurur. Bu nedenle, yaş ilerledikçe yumurta sayısı ve kalitesi azalır. Bu durum, hamile kalmayı zorlaştırabilir ve düşük yapma riskini artırabilir.
İleri Kadın Yaşı ve Yumurtalık Rezervi
Yumurtalık rezervi, yumurtalıklarının içinde bulunan yumurta sayısının ve kalitesinin bir ölçüsüdür. Kadın yaşı,yumurtalık rezervini belirleyen önemli bir faktördür.
İleri Kadın Yaşı ve Gebelik Şansı
Yaş, gebelik şansını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. 20-24 yaş arası kadınlarda gebelik şansı aylık % 25 iken, 40 yaş üstü kadınlarda bu şans %5 olarak bildirilmektedir.
Azalan yumurtalık rezervi: Azalan yumurtalık rezervi: Kadınların yaşı ilerledikçe, yumurtalıklarındaki yumurta miktarı giderek azalır.
Azalan yumurta kalitesi: Yaş ilerledikçe, yumurta kalitesi de azalır. Kalitesiz yumurtaların döllenmesi daha zordur ve sağlıklı embriyo oluşması ihtimali daha düşüktür. Bu durum, gebelik şansını azaltır ve düşük olasılığını artırır.
Artan genetik bozukluk riski: İleri yaşta hamile kalmak, genetik bozuklukların oluşma olasılığını artırır. 38 yaşın üzerinde gebe kalınması durumunda, kromozomal anormalliklerin (Down sendromu gibi) riski artmaktadır. Bu nedenle, ileri yaşta hamile kalan kadınlar genetik testlere tabi tutulmaları önerilir.
Yaş, düşük yapma riskini de artıran bir faktördür. 20-24 yaş arası kadınlarda düşük yapma riski %10 iken, 40 yaş üstü kadınlarda bu risk %20-30 olarak bildirilmektedir.
İleri yaşlarda da gebelik ihtimali az da olsa devam etmektedir. 38 yaştan büyük kadınlar ileri yaş gebelikleri olarak değerlendirilmektedir. İleri yaş gebeliklerinde bazı riskler artabilir.
Genetik bozukluklar: İleri yaş gebeliklerinde Down sendromu ve diğer kromozomal anormalliklerin riski artar.
Erken gebelik kaybı ve erken doğum (düşük) riski ileri yaşta kadınlarda artmaktadır
Yüksek Tansiyon ve şeker gibi sağlık sorunları: 38 yaş üzeri gebeliklerde, yüksek tansiyon ve gebelik şekeri (hamilelik diyabeti) gibi sorunların ortaya çıkma riski yüksektir. Preeklampsi ve eklampsi riski de artar.
Düşük doğum ağırlığı: İleri yaşta gerçeklen gebeliklerde, bebeğin düşük ağırlıkta doğma riski bulunmaktadır. Bu durum bebeğin sağlığı üzerinde olumsuz etki edebilir.
İleri kadın yaşı nedeniyle infertilite sorunu yaşayan kadınlar için çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur. Bunlar arasında:
Tüp bebek tedavisi: Tüp bebek tedavisi, yumurtaları ve spermleri laboratuvarda birleştirerek hamileliği destekleyen bir tedavidir.
Genetik testler (PGT): İleri yaşta tüp bebek tedavisi düşünen kadınlar genetik testlere tabi tutulabilir. Bu testler, embriyoların genetik bozukluklar açısından incelenmesini ve sağlıklı embriyo transferini hedefler.
Yumurta bağışı: Yumurta bağışı, yumurtalık rezervi azalmış ve ileri yaştaki kadınlar için bir seçenek olabilir.
Hormon tedavisi: Hormon tedavisi, östrojen ve progesteron seviyelerini artırmaya yardımcı olabilir.
Kadının yumurtalık rezervi tüp bebek tedavilerinde tedavinin başarısını etkileyen önemli bir faktördür. Yumurtalık rezervinin azalmasına bağlı olarak ilaçlarla yeterli yanıt alınamıyorsa tüp bebek tedavisinde başarı şansı belirgin derece düşmektedir.
Her kadın doğduğunda belirli bir yumurta hücresine sahiptir ve bu sayı zamanla giderek azalır. Menopoz döneminde ise yumurtalıklarda yumurta hücresi kalmamaktadır. Kadın yaşı ilerledikçe, yumurta sayısının azalması nedeniyle doğal yolla veya tedaviyle bebek sahibi olma olasılığı belirgin şekilde düşmektedir. Tüp bebek kliniklerine başvuran hastaların yaş ortalaması zamanla artış göstermiştir. Yaşlanma, yumurta kalitesi ve miktarını olumsuz etkileyerek gebelik şansını azaltmaktadır.
Yaşla birlikte kromozomal bozuklukları taşıyan yumurta sayısında artış ve buna bağlı düşük ihtimalinde artış izlenir. İleri yaş gebeliklerinde yüksek tansiyon, gebelik şekeri ve erken doğum gibi problemler de daha sık görülür.
Erkek yaşının tüp bebek tedavisindeki başarı oranları konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır, ancak genellikle yaşlı erkeklerin eşlerinde gebelik oranlarının daha düşük olduğu gözlemlenmektedir. Araştırmalar, ileri yaşlı babalarda otizm, şizofreni ve retinoblastom gibi durumların sıklığında küçük bir artış yaşanabileceğini göstermektedir.
Yumurtalık kapasitesini artıracak herhangi bir tedavi yöntemi henüz bulunmamıştır. Kanıta dayalı olmayan tedavilerin yararları çok kısıtlıdır ve çoğunun da önemli maliyetleri vardır. Yüksek dozda ilaç kullanılmasının yararı da tartışmalıdır. Tüp bebek tedavisinde yumurtalıkları uyarmak için genellikle kısa protokoller tercih edilir. Bu protokollerde kullanılan yumurta uyarıcı ilaçların dozları, normal yanıt veren hastalara göre daha yüksek olabilir, ancak aşırı dozlar önerilmez. Yumurta sayısının az olduğu durumlarda mikroenjeksiyon yöntemi tercih edilir.
(mild stimulation) ile tüp bebek tedavisinde, günlük olarak düşük doz yumurta geliştiren ilaçların ve erken yumurta çatlamasını önleyen ilaçların kombinasyonunu içeren antagonist protokoller uygulanır. Bu tedaviye bazen klomifen ve letrozol içeren ilaçlar da eklenebilir. Düşük doz tedavilerin yumurta kalitesi, embriyo gelişimi ve endometrium (rahim iç tabakası) üzerinde olumlu etkiler sağlayabileceği belirtilmektedir.
Doğal siklus uygulamasında, yumurtanın doğal gelişimi ultrasonla takip edilerek yumurtlama gerçekleşmeden hemen önce toplama işlemi yapılır. Bu her zaman mümkün olmayabilir. Bazı kadınlarda beyinden giden sinyaller ile yumurta toplama işleminden önce kendiliğinden çatlayabilir. Doğal siklus etkin bir tedavi seçeneği olarak sadece yumurtalıkları artık ilaca yanıt vermeyen kadınlarda önerilmektedir.
İleri kadın yaşı, doğurganlığı etkileyen önemli bir faktördür. Bu nedenle, ileri yaşta hamile kalmak isteyen kadınların, doğurganlık durumlarını değerlendirmek için bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmaları önemlidir.