İdrar Kaçırma
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
İdrar Kaçırma (Üriner inkontinans) kadının istem dışı idrar kaçırması olup medikal, hijyenik ve sosyal bir problemdir. Sanıldığının aksine sadece yaşlıları değil, her yaş grubu kadında görülebilen önemli bir sağlık sorunudur. Toplumda görülme sıklığı oldukça yüksek olan ve yaşla birlikte artan bu sorun, yaşam kalitesini, sosyal ve cinsel hayatı belirgin şekilde etkilemektedir.
Üriner inkontinans yaşamı tehdit eden bir olay olmasa da sürekli ıslaklık, irritasyon ve koku olması endişesi ile oluşan rahatsızlık hissi depresyona kadar varan emosyonel sorunların gelişmesini sağlar. Yaşanan bu sorunlardan ötürü üriner inkontinanslı kişiler fiziksel ve sosyal yaşamlarını kısıtlamakta ve toplum içerisinde diğer insanlarla bir araya gelmek istememektedirler.
Cinsiyet; üriner inkontinans kadınlarda erkeklere oranla 2-3 kat fazla görülmektedir.
Yaş: üriner inkontinans sıklığı ilerleyen yaşla birlikte artmaktadır. Stres inkontinans 65 yaş altında daha sık iken, mikst inkontinans ve urge inkontinans 65 yaş üzerinde daha sık saptanmıştır.
Hamilelik ve doğum esnasında sinir, kas ve bağ dokusunun sıkışması, gerilmesi veya yırtılması nedeniyle pelvik taban anatomisinin bozulması ve pelvik taban kaslarının zayıflamasına bağlı idrar kaçırma riski artmaktadır
Menopoza bağlı östrojen eksikliği
Sigara kullanımı nedeniyle gelişen kronik öksürük durumu pelvik tabanda kasların zarar görmesine, karın içindeki basıncın artmasına ve sigaradaki zararlı bazı maddelerin idrar kesesinde (mesane) irritan etki göstermesi neticesinde idrar kaçırma riskini artırmaktadır.
Obezite idrar kaçırma için belirlenmiş ve değiştirilebilir bir risk faktörüdür. Kilo vermenin idrar kaçırmanın iyileşmesinde faydalı bir etkisinin olabileceğine dair yapılan birçok çalışmada olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir
Diğer sebepler: Geçirilmiş pelvik cerrahi, idrar sistem infeksiyonları, kabızlık, sistemik hastalıklar (diabet, kalp yetmezliği), demans ve diğer ağır nörolojik bozukluklar.
Stres inkontinans: Kadınlarda üriner inkontinansın en yaygın görülen tipi öksürme, hapşırma ve ağır kaldırma gibi aktiviteler esnasında karın içi basıncını artmasıyla oluşan istemsiz idrar kaçırma olarak adlandırılan stres üriner inkontinanstır.
Urge inkontinans: İstemsiz oluşan detrusor (mesane kası) kasılması ile karakterizedir. Sık idrar yapma ve ani olarak idrara çıkma şikayetleri mevcuttur. Ani bir şekilde işeme ihtiyacı geldiği anda tuvalete gidemeden idrar kaçırma durumudur. İstemsiz oluşan mesane kası kasılması ile karakterizedir. Sık idrar yapma ve ani olarak idrara çıkma şikayetleri mevcuttur.
Bazen lekelenme bazen de boşalma şeklinde ortaya çıkar. Hastalar, idrar kaçırmadan hemen önce veya buna eşlik eden işeme dürtüsü yaşarlar ve idrar kaçırmaya başladıktan sonra, idrarın çoğunu boşaltana kadar kontrolü sağlayamazlar.
Miks tip inkontinans: Stres ve urge inkontinans semptomlarının birlikte görüldüğü idrar kaçırma şekli olarak tanımlanır. Stres ya da urge inkontinans belirtileri diğerine oranla daha rahatsız edici düzeyde olabilir. Miks tip inkontinans geriatrik yani yaşlı nüfusta daha sık görülmektedir.
Taşma inkontinansı: Mesanenin aşırı dolması sonucunda belirli aralıklarla küçük miktarda istemsiz idrar kaçırılması durumudur. Mesane tam boşaltılamaz ve damla damla sürekli idrar kaçırma izlenir. İlişkili semptomlar arasında idrarda yapmada tereddüt, zayıf veya aralıklı idrar yapımı, idrar yapma sıklığında artış ve gece aşırı sıklıkta idrar yapma görülebilmektedir.
Geçici ya da fonksiyonel üriner inkontinans: üriner enfeksiyon, aşırı idrar üretimi, ilaç kullanımı, kabızlık, akut konfüzyon
Başka hastalıklarda olduğu gibi istemsiz idrar kaçırma şikayetiyle başvuran hastaların tedavi öncesinde uygun bir biçimde değerlendirilmeleri, şikayetler ve fiziksel muayene bulguları doğrultusunda, gerekli doğru laboratuvar testlerinin uygulanması önemlidir. Üriner inkontinans bir semptom veya bulgu olabilir. Bu hastaları değerlendirirken en önemli basamak detaylı şekilde öykü alınmasıdır. Öncelikler hastanın şikayetleri tek tek dinlendikten sonra hangi şikayetinin kendisini daha çok etkilediği ne zaman başladığı, ne kadar sıklıkta oluştuğu gibi sorular sorulur.
İşeme günlüğünde, hastadan günlük ne kadar sıvı aldığı, ne kadar sıklıkta idrara çıktığı, idrar miktarını, gece idrar yapma sayısını, uykudan sonra idrar kaçırma gelişip gelişmediği, gün içine idrar kaçırırken hangi etkinliği yaptığı ve eğer kullanıyorsa kaç ped kullandığını kaydetmesi istenir.
Fizik muayenenin amacı altta yatan nedeni araştırmak ve pelvik taban dokularını değerlendirerek anatomik kusuru saptamaktır. Bu amaçla normal jinekolojik muayeneye ilaveten hasta ıkındırtılarak veya öksürtülerek idrar kesesi, rahim veya vajende sarkma durumu değerlendirilir.
Fizik muayeneye ilaveten başta ürodinamik değerlendirme olmak üzere birçok laboratuvar (idrar tetkiki ve kültürü, stres testi, ped testi,diabet için kan şekeri taraması) ve görüntüleme (intravenöz pyelografi, sistoüretrografi, ultrasonografi) yöntemleri hastanın değerlendirilmesi ve tanı koymaya katkına bulunur.
Hastanın klinik değerlendirilmesi ve ürodinamik teşhis ardından mevcut konservatif tedavi modalitelerinden biri veya cerrahi tekniklerden hastaya en uygun olanı seçilerek tedavi planlanmalıdır. Burada önemli hususlar hastanın yaşı, tıbbı öyküsü, idrar kaçırma şiddeti, daha önce geçirilmiş cerrahi öyküsü, pelvik taban kas gücü ölçümü, eşlik eden pelvik organ sarkması ve varsa bunun derecesi gibi faktörlerdir.
Konservatif tedavi metodları
Detaylı bir değerlendirme sonrası komplike olmayan hastalarda ileri tedavi öncesi konservatif tedavi seçeneklerinden bir veya birkaçı hasta ile birlikte seçilmelidir.
Yaşam tarzı değişiklikleri: Obezitenin giderilmesi, kabızlığı önleyen diyetsel modifikasyon, sıvı kısıtlaması, sigaranın bırakılması, kronik öksürüğe neden olan durumların tedavisi. Alkollü, kafeinli ve gazlı içecekler istemsiz idrar kaçırması olan hastalarda semptomları arttırabildiği için hastalara bu içeceklerden uzak durması önerilir.
Mesane eğitimi; belirli aralıklarla idrar yapmanın öğretildiği bir programdır ve amaç idrar yapma hissini bastırarak mesana kapasitesini arttırmak ve mesane kontrolünü sağlamaktır.
Fizyoterapi: Pelvik taban egzersizleri (Kegel egzersizleri), vajinal koniler, biyo-feedback tedavisi, mesane davranış tedavileri (mesane alışkanlıklarının yeniden kazanılması, mesane eğitimi, zamanı ayarlayarak işeme), fonksiyonel elektriksel stimulasyon (FES)
İdrar kaçırma peserleri: hastalar için takıp çıkarması oldukça kolay, nispeten ucuz ve ihtiyaç duyulduğunda kullanılabilir
Lazer tedavisi: etkili, güvenli ve ayaktan tedavi ortamlarında uygulanabilen bir tedavi seçeneğidir
Ekstrakorporeal manyetik inervasyon (emsella pelvik taban sandalyesi): Hasta manyetik güç üreten bir sandalyeye elbiseleri ile oturur. Darbeli elektromanyetik alanlar pelvik taban kaslarına nüfuz eder ve pelvik taban sinirlerini kasılmaya teşvik ederek onları güçlendirir. Yaşam kalitesini etkili bir şekilde iyileştiren ve semptomlarda azalma sağlayan ağrısız, geleneksel yöntemlere göre daha az yan etkili bir tedavi yöntemidir
Medikal tedavi: amaç mesanede istemsiz kasılmaları önlemek ve üretra kapanma basıncının artmasını sağlamaktır. Bu amaçla antikolinerjik, alfa adrenerji, beta adrenerjik, antidepresan ilaçlar kullanılır. Medikal tedaviye yanıt değişken olabilmekte ve yan etkiler (ağız kuruluğu, kabızlık, bulantı gibi) sık görülmektedir. Postmenopozal idrar kaçırma tedavisinde hormonal tedavinin yani lokal estrojen tedavisinin idrar kaçırma tiplerinde doku restorasyonunu hızlandırarak iyileşmeye katkı sağlar.
Konservatif tedavilere yanıt vermeyen ya da cerrahi tedaviyi tercih eden gerçek stres tipi idrar kaçırma olgularında cerrahi tedavi uygulanmaktadır.Bu ameliyatlar vajinal yoldan mesh dediğimiz sentetik materyaller kullanılarak yapılan TVT, TOT operasyonları olabildiği gibi ,laparoskopik yada açık cerrahi ile gerçekleştirilen Marshall-Marchetti-Kranz, Burch kolposüspansiyon ,paravajinal defekt onarımı olabilmektedir.
Davranış tedavileri: Biofeedback, mesane alışkanlıklarının düzenlenmesi eğitimi.
Elektriksel stimulasyon
Medikal tedavi: antikolinerjik ajanlar, muskulotropik relaksanlar, trisiklik antidepresanlar
Primer yakınma stres inkontinans durumunda cerrahi müdahale, urge inkontinans durumunda ise medikal tedavi tercih edilir.