HPV Enfeksiyonu
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
HPV ya da diğer adı ile genital human papilloma virus enfeksiyonu cinsel yol ile bulaşır. Genital siğil olarak bilinen ‘kondilom’ ların ve genital bölge kanserlerinin oluşmasından sorumlu olan viral bir enfeksiyon olup mutlaka ciddiye alınmalıdır. Özellikle genç yaş grubunda ülkemizde de gittikçe artan bir sıklıkta görülmektedir.
HPV Nedir?
HPV, cilt ve mukoza membranlarını etkileyen, cinsel temas yoluyla bulaşan ve sıklıkla genital bölgede enfeksiyona neden bir virüstür. HPV' nin şu an bilinen ve sınıflanan 300’den fazla alt tipi vardır.
Düşük riskli tipler: En sık HPV tip 6 ve 11 genital siğillere neden olmaktadır. HPV 6 ve HPV 11 düşük riskli tipler olarak bilinmekle birlikte kanser riskleri düşüktür.
Yüksek riskli tipler: HPV tip 16,18,31,33,35 ve 52 yüksek riskli HPV tipleri olarak rahim ağzında hücresel değişikliklere yol açmaktadır. En yaygın ve yüksek riskli tipler HPV 16 ve HPV 18 olup Bu rahim ağzı, vulva, vajina, penis, anüs ve bazı baş ve boyun kanserlerine yol açabilir. Rahim ağzı kanseri olan kişilerin % 95'inde HPV virüsü tespit edilmektedir.
Kadın kanserleri arasında ilk sıralarda bulunan rahim ağzı kanserinin (serviks kanseri) en önemli nedeni HPV enfeksiyonudur. Bundan dolayı HPV virüsü sebebiyle oluşan genital siğiller fark edildiğinde zaman kaybetmeden tedaviye başlanmalı ve takip edilmeli, smear testi ve gerekmesi halinde kolposkopik incelemeleri yapılmalıdır.
Genital siğiller (Condyloma acuminata): HPV enfeksiyonu, HPV 6 ve HPV 11 gibi bazı düşük riskli tipleri ile genital bölgede siğillere sebep olabilmektedir. Bu siğiller genellikle dış genital organlar, anüs ve etrafındaki bölgelerde görülmektedir.
Rahim ağzı kanseri: HPV enfeksiyonları rahim ağzında kanser ve prekanseröz lezyon (LG-SİL ve HG-SİL) gelişimine yol açabilir. Özellikle yüksek riskli HPV tipleri serviks kanseri ile ilişkilendirilmiştir. Aşılama ve erken teşhis ile rahim ağzı kanseri önlenebilen veya başarılı bir şekilde tedavi edilebilen bir hastalıktır.
Vulva, vajina, penis ve anüs kanseri: HPV virüsü, kadınlarda rahim ağzı kanseri yanında vajina kanserine, dış genital gölge kanseri (vulva kanseri) ve anal bölge kanserine açabilir.
Erkeklerde ise penis kanserine ve anal bölge kanserine yol açabilir. Yüksek riskli HPV tipleri bu kanser türleriyle ilişkilidir. HIV enfeksiyonu olan kişilerde anüs kanseri riski yüksektir.
Baş ve boyun kanserleri: HPV enfeksiyonu; ağız, boğaz, dil ve bademciklerde de kansere neden olabildiği gibi artık akciğer kanser kanserinin de önemli bir etkenidir.
Cinsel temas: HPV’nin en sık ve yaygın bulaşma şekli cinsel temas yoludur. Virüsü taşıyan bir kişiyle vajinal, anal veya oral cinsel ilişki esnasında HPV virüsü bulaşabilir. Korunmasız cinsel ilişki ve aşısız olmak HPV’nin bulaşma riskini artırır.
Cilt teması: Virüsün bazı tipleri cilt temasıyla da bulaşabilmektedir. Genital siğillerin (condyloma acuminata) bulunduğu bölgelere dokunmak enfeksiyonun yayılmasına neden olabilir. Temasıyla bulaşan HPV tipleri düşük risklidir.
Doğum sırasında: Yaygın siğilleri olan anneden bebeğe normal doğum sırasında HPV bulaşabilir. Bu durumda bebeğin boğazında enfeksiyon ve siğiller oluşabilir. Bebeğe bulaşı engellemek için annenin sezaryan olması önerilir. Eğer doğumdan çok önce enfeksiyon geçirilmiş ve siğiller tedavi edilmişse normal doğum şansı verilebilir.
Cinsel objeler: HPV’nin cinsel objeler aracılığıyla da bulaşma riski vardır. Bu nedenle başka bir kişinin kullandığı seks oyuncakları paylaşılmamalıdır.
HPV (Human Papillomavirus), cilt veya mukozal yüzeyler arasındaki doğrudan temas yoluyla bulaşan bir virüstür. Bu nedenle, HPV'nin epilasyon cihazları veya ağda gibi yüzeylerle bulaşma riski teorik olarak mümkündür, ancak bu risk oldukça düşüktür. Virüs, genellikle ciltteki mikro kesiklerden veya açık yaralardan vücuda girebilir.
Özellikle ağda, ciltte küçük yaralanmalara neden olabilir, bu da virüsün bulaşma riskini artırabilir. Ancak, kullanılan cihazların ve malzemelerin hijyenine dikkat edilmesi, bu riski önemli ölçüde azaltabilir. Tek kullanımlık ağda çubukları veya başlıkların kullanılması, cihazların her kullanım sonrası düzgün şekilde temizlenmesi ve steril edilmesi bu noktada önemlidir.
Sonuç olarak, HPV'nin epilasyon cihazları veya ağda ile bulaşma olasılığı düşük olmakla birlikte, hijyen kurallarına uyulması bulaşma riskini daha da azaltır.
İnsanların büyük bir kısmı yaşamları boyunca en az bir kez HPV enfeksiyonu geçirir. HPV'nin bulaşma sıklığı oldukça yüksektir. Dünya genelinde cinsel olarak aktif yetişkinlerin %70-80'i yaşamlarının bir noktasında HPV ile enfekte olur. HPV enfeksiyonu, özellikle 15-24 yaş arasındaki gençler arasında daha yaygındır.
HPV’nin bulaşma sıklığı yaş , cinsel aktivite , virüsün tipi ve risk faktörlerine bağlı olarak değişebilir. Bulaş riski cinsel partner sayısıyla doğru orantılıdır. Multipartnerli yani birden fazla cinsel partneri olan kişilerde HPV enfeksiyonu bulaşma riski daha yüksek olabilir. Her bir partner, potansiyel olarak farklı HPV tiplerine sahip olabilir ve bu da çoklu HPV enfeksiyon riskini artırabilir.
Bağışıklığı kısıtlanmış bireylerde örneğin HİV enfeksiyonu yada kanser tedavisi gören hastalarda HPV ile enfekte olma ihtimali daha fazladır. Daha önceden aşılanmış bireylerde ise viral bulaş daha az olacaktır.
HPV (Human Papillomavirus) enfeksiyonunun tedavisi, virüsün kendisine yönelik spesifik bir tedavi olmamasına rağmen, enfeksiyonun yol açtığı semptomların ve komplikasyonların yönetilmesine dayanır. HPV'nin farklı türleri farklı sağlık sorunlarına yol açabilir, bu nedenle tedavi yaklaşımı da bu oluşan lezyonlara bağlı olarak değişir:
HPV enfeksiyonu sebebiyle oluşan genital siğiller, çeşitli tedavi teknikleri ile kontrol altına alınabilir. Tedavi seçeneği siğillerin tipi, büyüklüğü ve yerleşim yeri gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir.
Topikal Tedaviler: Genital siğiller için doktor tarafından önerilen topikal ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar doğrudan siğillerin üzerine uygulanır ve siğillerin küçülmesini veya kaybolmasını sağlar. Yaygın kullanılan ilaçlar arasında podofilin, imiquimod ve sinekateşin bulunur.
Kriyoterapi: Siğillerin dondurularak tedavi edilmesi yöntemidir. Sıvı azot kullanılarak siğillerin üzerine uygulanır ve siğillerin düşmesi sağlanır.
Cerrahi Yöntemler: Siğillerin cerrahi olarak çıkarılması, lazer tedavisi veya elektrokoterizasyon (elektrik akımı ile yakma) da kullanılabilir
HPV’nin neden olduğu rahim ağzı veya diğer mukozal alanlarda prekanseröz lezyonlar gelişebilir. Rahim ağzında oluşan prekanseröz değişikliklerin bir kısmı takip edilirken bir kısmında ise cerrahi tedavi uygulanır.
Düzenli Tarama: HPV, rahim ağzı kanserine yol açabilecek hücresel değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle, düzenli Pap smear testleri ve HPV testleri ile bu değişiklikler takip edilir.
Kolposkopi: Anormal Pap smear sonuçları durumunda, rahim ağzını daha yakından incelemek için kolposkopi yapılabilir. Kolposkopi rahim ağzının ışıklı bir mikroskopla büyütülerek değerlendirilmesi işlemidir. Kolposkopi eşliğinde gereken yerlerden biyopsi alınarak rahim ağzı değişikliğinin tanısı koyulur.
Tedavi Edici Müdahaleler: Anormal hücresel değişiklikler tespit edilirse, rahim ağzında değişikliğin olduğu bölgeler lazer tedavisi, LEEP (Loop Electrosurgical Excision Procedure) veya konizasyon gibi yöntemlerle çıkarılabilir.
Bağışıklık Sistemi: Çoğu HPV enfeksiyonu, sağlıklı bir bağışıklık sistemi tarafından birkaç yıl içinde kendiliğinden temizlenir. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek (dengeli beslenme, düzenli egzersiz, yeterli uyku vb.) bağışıklık sisteminin HPV'yi temizlemesine yardımcı olabilir.
Koruyucu Aşılar: HPV aşısı, enfeksiyondan korunmanın en etkili yollarından biridir. Aşı, HPV'nin en yaygın ve kanserle ilişkili türlerine karşı koruma sağlar. Aşı genellikle cinsel aktif olmayan gençlere önerilir, ancak belirli yaş gruplarında erişkinlere de yapılabilir.
Düzenli Kontroller: HPV pozitif olan bireyler, doktorları tarafından düzenli aralıklarla kontrol edilmeli ve HPV ve smear testi gibi gerekli tarama testleri yapılmalıdır.
Psikolojik Destek: HPV tanısı almak, bazı bireylerde stres ve kaygıya yol açabilir. Bu durumda psikolojik destek almak faydalı olabilir.