Genital Siğil
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Genital siğiller, hem kadınlarda hem de erkeklerde en sık genital bölgede, makat çevresinde ve nadiren de ağızda ortaya çıkan, Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonunun bir sonucudur. Karnabahar benzeri bir görünüme sahip olan bu siğiller, bazen tek bir kitle, bazen de çok sayıda ağrısız papiller oluşumlar şeklinde ortaya çıkar.
HPV virüsüne maruz kaldıktan sonra siğillerin ortaya çıkması birkaç ay, hatta bazen birkaç yıl sürebilir. Virüs, bazen yıllarca vücutta hiçbir belirti vermeden kalabilir. Ancak, hastaların büyük çoğunluğunda belirtiler 2-6 ay içinde ortaya çıkar. Aktif genital lezyonların varlığında bulaşıcılık en yüksek seviyededir. Siğillerin tedavisinden sonra, tekrar siğil çıkmadan geçen süre ne kadar uzarsa bulaştırıcılık da azalır.
Kondilomlar, genital HPV hastalığı taşıyan bireylerle girilen her türlü cinsel ilişki yoluyla bulaşabilir. HPV virüsü ile temas eden herkes enfekte olmaz; ancak, kondilom görülen bireylerin %60-90'ında partnerinde de virüs tespit edilmiştir. Virüs bir kere vücuda girdikten sonra uzun yıllar sessiz kalabilir ve cinsel yönden aktif olan herkeste görülebilir. Birçok cinsel aktif kişi, HPV virüsü taşıyıcısı olabilir.
Genital siğillerin görülmesi, hem erkek hem de kadınlarda HPV tanısını doğrulamak için yeterlidir. Bazen bazı asit içeren solüsyonlar kullanılarak ciltteki renk değişiklikleri üzerinden siğil olup olmadığı anlaşılabilir. Dışarıdan görünen lezyonların olmadığı durumlarda, rahim ağzının kolposkop adı verilen bir cihaz ile incelenmesi gerekebilir. Şüpheli durumlarda, lezyondan alınacak küçük bir doku örneği patolojik inceleme ile kesin tanıyı sağlar. Ancak, genellikle lezyonlar o kadar tipiktir ki, hekimin gözle muayenesi HPV ve genital siğil tanısını koymakta yeterlidir. HPV’yi kan testi ile tespit etmek mümkün değildir, çünkü kan dolaşımına geçmez.
Genital siğillerin cerrahi tedavisinde en yaygın ve başarılı yöntemler, lezyonların yakılması (koterizasyon) veya dondurulmasıdır (kriyoterapi). Lazer cerrahisi de siğillerin tedavisinde etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bazı büyük lezyonlar cerrahi olarak çıkarılmayı gerektirebilir. Dondurma işlemi hariç, diğer cerrahi müdahaleler genellikle lokal veya tercihen genel anestezi altında yapılır.
HPV enfeksiyonları, cinsel ilişki, sürtünme yoluyla temas ve ciltten cilde temas ile kolayca bulaşabilir. Bu nedenle, cinsel yönden aktif olan herkes HPV enfeksiyonları açısından risk altındadır. Kondom (prezervatif) kullanımı HPV'ye karşı tam koruma sağlamaz, çünkü enfeksiyon prezervatifin kapladığı alan dışında da bulunabilir ve ciltten cilde temasla bulaşabilir.
HPV aşısı, mevcut siğilleri ve virüsü yok etmez veya tedavi etmez. Aşı, sadece gelecekte alınabilecek belirli HPV tiplerine karşı koruma sağlar. Bu nedenle, 9 yaş itibariyle tercihen cinsel ilişkiye girmemiş genç kız ve erkeklerin aşılanması önerilir. Aşı 15 yaş altında 2 doz, 15 yaş ve üstünde 3 doz halinde uygulanır .Dünyada birçok ülkede hem kız hem de erkeklerin aşılanması rutin aşı şemasına alınmıştır.
Hamilelikte uygulanması önerilmez, ancak doğum sonrası emzirme döneminde güvenle yapılabilir. Özellikle HIV taşıyıcıları, bağışıklık sistemi baskılanmış bireyler ve HPV açısından risk altında olan kişiler (çok partnerli bireyler gibi) aşılanmalıdır.
Aşı, serviks kanseri riskini tamamen ortadan kaldırmaz; bu nedenle, aşı sonrası da korunma yollarının devamı, düzenli smear testleri ve gerektiğinde kolposkopi ile serviksin taranmasına devam edilmelidir. HPV taşıyıcıları, lezyonu bulunanlar ve aktif genital siğili olanlar için aşı, sadece henüz almadıkları diğer HPV tiplerine karşı koruma sağlar.