Gebelikte Rutin Testler
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Gebelik süreci, hem anne hem de bebeğin sağlığını korumak ve olası komplikasyonları önlemek için düzenli olarak takip edilmesi gereken bir dönemdir. Bu süreçte yapılan rutin testler, gebeliğin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini sağlamak ve potansiyel sorunları erken dönemde tespit etmek açısından hayati önem taşır. Aşağıda, gebelikte yapılan rutin testler ve bu testlerin önemini detaylı bir şekilde ele alacağız.
Gebelik planlanmadan önce veya gebeliğin erken döneminde yapılan pelvik muayene, anne adayının genel üreme sağlığını değerlendirmek için önemlidir. Bu muayene sırasında rahim, yumurtalıklar ve vajina incelenerek bebeği olumsuz etkileyebilecek durumlar tespit edilir ve gerekli tedavi süreci başlatılır. Ayrıca, bu muayene sayesinde doğumun ilerleyen aşamalarında karşılaşılabilecek komplikasyonlar hakkında da ön bilgi elde edilir.
Gebelik sırasında tansiyon ölçümü, preeklampsi gibi ciddi durumların erken tanısında kritik rol oynar. Preeklampsi, gebelikte yüksek tansiyon ve idrarda protein kaybı ile kendini gösteren bir durum olup, anne ve bebek için riskli sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle her muayenede tansiyon ölçümü yapılmalı ve yüksek tansiyon durumları titizlikle izlenmelidir.
Gebelikte kilo takibi, hem anne adayının sağlığını hem de bebeğin gelişimini izlemek için önemlidir. Gebelik süresince 10-12 kilo arasında bir artış normal kabul edilir. Ani kilo artışları ise preeklampsi gibi durumların habercisi olabilir. Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz, kilo alımını kontrol altında tutmak ve gebelik komplikasyonlarını önlemek için önerilen uygulamalardır.
Gebelikte anne ve baba adayının kan gruplarının belirlenmesi, kan uyuşmazlığı gibi durumları tespit etmek için gereklidir. Özellikle anne Rh(-) ve baba Rh(+) olduğunda, fetüste kan uyuşmazlığı riski oluşabilir. Bu durumda, anne adayına yapılan kan testleri ile bebeğe karşı gelişen antikorlar izlenir ve gerekli tedavi planı uygulanır.
Kan uyuşmazlığı durumunda yapılan İndirekt Coombs Testi, annenin Rh(-) olup bebeğin Rh(+) olması durumunda, anne kanında bebeğe karşı antikor oluşup oluşmadığını tespit eder. Bu testin sonucu genellikle negatif olmalıdır. Pozitif sonuç, annenin vücudunda bebeğin kan hücrelerine karşı antikor oluştuğunu gösterir ve bu durumda ileri tetkik ve tedavi gereklidir.
İdrar tahlili, gebelikte sık yapılan bir test olup, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve diğer idrar yolu hastalıklarının tespitinde kullanılır. Ayrıca idrarda protein, glikoz ve kan gibi anormal maddelerin varlığı, gebeliğin seyrine dair önemli ipuçları sağlar. İdrarda glikoz varlığı, gestasyonel diyabet (gebelik şekeri) riskini gösterebilirken, idrarda protein bulunması preeklampsi riskini işaret edebilir.
İdrar kültürü, idrar yolu enfeksiyonlarının teşhisinde kullanılan bir testtir. Anne adayının şikayeti olmasa bile, rutin olarak yapılan idrar kültüründe üreme tespit edilirse, bu enfeksiyon ileride ciddi komplikasyonlara yol açabileceği için hemen tedavi edilmelidir. Gebeliğin başında ve sonlarına doğru en az bir kez idrar kültürü yapılması önerilir.
Toxoplazma, Rubella (kızamıkçık) ve Sifiliz gibi enfeksiyonlar, gebelikte bebekte ciddi anomalilere yol açabilir. Bu enfeksiyonların gebeliğin erken dönemlerinde geçirilmesi, bebeğin sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle, gebelik öncesinde veya gebelik öğrenildiğinde bu testlerin mutlaka yapılması gerekir.
11-14. gebelik haftaları arasında yapılan ikili tarama testi, Down Sendromu (Trizomi 21) ve diğer kromozomal anomaliler için risk değerlendirmesi yapar. Bu test, anne adayının kanındaki iki farklı hormonun (PAPP-A ve hCG) seviyelerini ölçer ve bu değerler, bebeğin ense kalınlığı ile birlikte değerlendirilir. Testin sonuçlarına göre, bebeğin Down Sendromu gibi genetik hastalıklar açısından taşıdığı risk belirlenir.
16-19. gebelik haftaları arasında yapılan üçlü tarama testi, AFP, hCG ve Estriol hormonlarına bakarak bebeğin Nöral Tüp Defekti, Down Sendromu ve Edward Sendromu gibi risklerini değerlendirir. Üçlü test, ikili testten farklı olarak, özellikle nöral tüp defektlerini tespit etmeye odaklanır.
Dörtlü tarama testi, üçlü tarama testine ek olarak İnhibin-A hormonunu da değerlendirir ve testin doğruluğunu artırır. Bu test, 16-19. gebelik haftaları arasında yapılır ve Down Sendromu, Edward Sendromu ve Nöral Tüp Defekti için daha hassas bir risk değerlendirmesi sağlar.
Gebeliğin 24-28. haftaları arasında yapılan OGTT, gestasyonel diyabeti (gebelik şekeri) tespit etmek için uygulanır. Anne adayının kan şekeri seviyeleri, 50, 75 veya 100 gram glikoz verilerek ölçülür. Bu test, gebelik sırasında diyabet gelişme riskini değerlendirmek için kritik öneme sahiptir.
Gebelikte tiroid hormonlarının düzenli çalışması, hem anne hem de bebeğin sağlığı için önemlidir. TSH düzeyleri, gebelik süresince izlenmeli ve tiroid bozukluğu varsa uygun tedavi planlanmalıdır. Gebeliğin ilk üç ayında TSH düzeyleri 0.1-2.5 mIU/L, ikinci üç ayında 0.2-3.0 mIU/L ve son üç ayında ise 0.3-3.0 mIU/L arasında olmalıdır.
Kardiyotokografi (NST), bebeğin kalp atışlarını ve rahim kasılmalarını izleyerek bebeğin iyilik halini değerlendiren bir testtir. 35. gebelik haftasından itibaren başlayan NST, bebeğin doğum anındaki stres düzeyini ve annenin doğuma ne kadar hazır olduğunu belirlemekte kullanılır. NST testleri, 40. haftadan sonra haftada bir, 40. haftadan sonra ise daha sık yapılır.
Gebelikte yapılan rutin testler, anne ve bebek sağlığını korumak ve olası komplikasyonları önlemek için hayati öneme sahiptir. Her bir test, gebeliğin farklı bir aşamasını izler ve annenin sağlığı ile bebeğin gelişimi hakkında kritik bilgiler sağlar. Gebelik süresince düzenli doktor kontrollerine gitmek ve gerekli testleri yaptırmak, sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci için vazgeçilmezdir.