Dış Gebelik (Ektopik Gebelik)
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Dış gebelik, döllenmiş yumurtanın rahim dışında bir yere yerleşip büyümeye başlaması durumudur. Tüm gebeliklerin yaklaşık %1'inde dış gebelik görülür ve bu durum ciddi sağlık riskleri taşır. Dış gebelik, çoğunlukla fallop tüplerine yerleşir, ancak nadiren yumurtalık üzerinde veya karın içinde başka bir yerde de oluşabilir.
Dış gebelik, döllenmiş yumurtanın rahim yerine fallop tüpleri, yumurtalık veya karın boşluğu gibi rahim dışındaki bir bölgede yerleşmesi ve burada büyümeye başlaması durumudur. Fallop tüpleri birkaç milimetre çapında ince kanallar olduğu için, buraya yerleşen embriyo büyüdükçe tüp gerilir ve sonunda yırtılabilir. Bu yırtılma, karın içinde şiddetli iç kanamaya yol açarak hayati tehlike yaratır ve acil cerrahi müdahale gerektirir.
Dış gebelik, genellikle fallop tüplerinin sağlıklı olmaması veya hasarlı olması nedeniyle oluşur. Fallop tüplerindeki hasarlar, embriyonun rahim içine ilerleyişini engelleyerek tüplerde yerleşmesine yol açabilir. Dış gebeliğe neden olabilecek faktörler şunlardır:
Geçirilmiş İç Genital Enfeksiyonlar: Rahim, tüp ve çevre dokuların iltihaplanması sonucu fallop tüplerinde hasar oluşabilir. Bu durum, embriyonun tüplerde sıkışmasına ve dış gebeliğe neden olabilir.
Önceden Geçirilmiş Dış Gebelik: Daha önce dış gebelik geçirmiş olan kadınlar, yeniden dış gebelik yaşama riski taşır. Bu risk, tüplerdeki hasarın devam etmesi nedeniyle artar.
Kısırlık Hikayesi: Kısırlık tedavisi gören veya çocuk sahibi olamama hikayesi olan kadınlarda dış gebelik riski yüksektir.
Geçirilmiş Karın Cerrahisi: Geçmişte yapılan karın cerrahileri, fallop tüplerinde yapışıklıklara neden olabilir ve bu durum embriyonun tüplerde sıkışmasına yol açabilir.
Endometriozis: Endometriozis, rahim içi dokusunun rahim dışında büyümesine neden olan bir durumdur ve bu durum, tüplerde hasara yol açarak dış gebelik riskini artırır.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar: Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, fallop tüplerinde iltihaplanmaya ve hasara neden olabilir, bu da dış gebelik riskini artırır.
Tüp Cerrahisi: Fallop tüplerine yapılan ameliyatlar, özellikle tüplerin bağlanması veya yeniden açılması, dış gebelik riskini artırabilir.
Ek olarak, ileri anne yaşı ve sigara kullanımı da dış gebelik riskini artıran faktörler arasında yer alır.
Dış gebelik geçiren kadınlar, gelecekteki gebeliklerinde de dış gebelik riski taşır. Bu risk, ilk dış gebelikten sonra %1'den %4'e çıkar. Bu nedenle, sonraki gebeliklerde erken tanı önemlidir. Gebeliğin çok erken dönemlerinde beta HCG seviyelerinin izlenmesi ve ultrasonografi ile yakın takip, dış gebeliğin erken tespiti ve tedavi şansını artırır.
Dış gebelik, erken tanı ve tedavi gerektiren ciddi bir gebelik komplikasyonudur. Erken dönemde belirtiler fark edildiğinde, dış gebelik komplikasyonlarının önlenmesi ve başarılı bir tedavi süreci sağlanabilir. Bu makale, dış gebelik hakkında güncel ve kapsamlı bilgiler sunarak, anne adaylarının bu durum hakkında bilinçli kararlar almasına yardımcı olmayı hedeflemektedir.
Dış gebeliğin tanısı, jinekolojik muayene, ultrasonografi ve kan testleri ile konulmaya çalışılır. Ancak, dış gebelik rahim içi sağlıksız gebelik veya düşük tehdidi gibi durumlarla benzer klinik belirtiler gösterebilir, bu da tanıyı zorlaştırabilir. Tanıda kullanılan yöntemler şunlardır:
Jinekolojik Muayene: Doktor, rahim ve yumurtalıkları değerlendirerek dış gebelik şüphesi olup olmadığını belirler.
Ultrasonografi: Transvajinal ultrasonografi, rahim dışındaki bir gebeliği tespit etmek için en yaygın kullanılan yöntemdir. Ancak, gebeliğin çok erken dönemlerinde ultrasonla dış gebelik görülemeyebilir.
Beta HCG Testi: Kandaki beta HCG seviyesi, gebeliğin durumu hakkında bilgi verir. Dış gebelik durumunda beta HCG seviyeleri normal bir gebeliğe göre daha yavaş artabilir veya düşmeye başlayabilir.
Tanı koymada zorlanıldığı durumlarda, beta HCG seviyeleri aralıklı olarak takip edilerek gebeliğin durumu izlenir. Bu süreçte hastanın klinik durumuna göre hastaneye yatış gerekebilir.
Dış gebeliğin tedavisi, gebeliğin büyüklüğüne, tüplerin durumuna ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Tedavi yöntemleri şunları içerir:
Methotrexate Tedavisi: Methotrexate, dış gebelik tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir kemoterapi ilacıdır. Bu ilaç, hücre bölünmesini durdurarak embriyonun büyümesini engeller. Methotrexate tedavisi, genellikle tek doz olarak uygulanır, ancak bazı durumlarda birden fazla doz gerekebilir. Tedavi sonrası beta HCG seviyeleri yakından izlenir ve gebelik dokusunun tamamen emildiğinden emin olunur.
İzlem: Methotrexate tedavisi uygulanan hastalar, düzenli kan testleri ile izlenir. Beta HCG seviyelerinin düşmesi, tedavinin başarılı olduğunun bir göstergesidir. Eğer beta HCG seviyeleri düşmezse veya artarsa, ek doz methotrexate gerekebilir ya da cerrahi müdahale düşünülür.
Methotrexate tedavisinin uygulanabilmesi için bazı kriterler gereklidir:
Gebelik kesesi 3,5 cm’den küçük olmalıdır.
Tüp yırtılmamış ve iç kanama olmamalıdır.
Beta HCG seviyeleri belirli bir sınırın altında olmalıdır.
Karaciğer ve böbrek fonksiyonları normal olmalıdır.
Laparoskopik Cerrahi (Kapalı Ameliyat): Bu yöntem, minimal invaziv bir teknikle uygulanır ve genellikle ilk tercih edilen cerrahi yöntemdir. Laparoskopik cerrahi sırasında, karında küçük kesiler açılır ve bir kamera ile cerrahi aletler kullanılarak dış gebelik dokusu çıkarılır. Eğer tüp yırtılmamışsa, sadece gebelik dokusu çıkarılabilir (salpingotomi). Ancak, tüp yırtılmışsa veya ciddi şekilde hasar görmüşse, tüpün tamamen çıkarılması gerekebilir (salpenjektomi).
Açık Cerrahi (Laparotomi): Açık cerrahi, genellikle tüpün yırtıldığı, iç kanamanın ciddi olduğu veya laparoskopik cerrahinin mümkün olmadığı durumlarda uygulanır. Bu yöntem, karında daha büyük bir kesi açılarak gerçekleştirilir. Açık cerrahi, daha invazivdir ve iyileşme süresi laparoskopik cerrahiye göre daha uzundur.
İzlem: Beta HCG seviyeleri, tedavi sonrası tamamen normale dönene kadar takip edilir. Normalde birkaç hafta içinde HCG seviyeleri sıfıra inmelidir.
Gelecekteki Gebelikler: Dış gebelik geçirmiş kadınlar, gelecekteki gebeliklerinde artan dış gebelik riski taşıdığından, erken gebelik dönemlerinde yakından izlenmelidir. Erken tanı, olası bir dış gebeliğin erken tedavi edilmesine olanak tanır.