Azalmış Yumurtalık Rezervi
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Op. Dr. Melek Büyükkınacı Erol
Adet döngüsünde düzensizlikler veya amenore (adet olamama) durumu,
Geç veya düzensiz yumurtlama
FSH (folikül stimülan hormon) seviyesinin yüksek olması
AMH (Anti-Müllerian Hormon) seviyesinin düşük olması
Anormal veya az sayıda folikülün ultrasonda görülmesi yumurtalık rezervinin azaldığına işaret eder.
Yumurta rezervi bir kadının doğurganlık potansiyeli gösteren yumurtalıklarındaki toplam folikül sayısıdır. Foliküller, yumurtaları içeren küçük keselerdir. Yumurta rezervinin azalması durumu yumurtalıklarının içinde bulunan yumurta sayısının azalmasını ifade eder. Bu durum; doğurganlığı etkileyebilir, hamile kalmayı zorlaştırabilir ve tüp bebek gereksinimini arttırabilir.
Kesin nedeni bilinmemekle birlikte; yaş, genetik faktörler, geçirilen hastalıklar ve tedavi süreci için uygulanan yöntemler yumurtalık rezervinin azalmasına neden olabilir.
Yumurtalık rezervini etkileyen en önemli faktör kadın yaşıdır. 35 yaşın üzerindeki kadınlarda yumurta rezervi azalmaya başlar.
Bazı kişilerde ise genetik faktörler sebebiyle yumurtalık rezervi riski bulunmaktadır.
Yumurtalık kanseri veya endometriozis gibi hastalık öyküsü de yumurtalık rezervini olumsuz etkileyen faktörlerdendir.
Bazı tıbbi tedaviler de yumurtalık rezervini etkiler. Örneğin, kemoterapi ve radyasyon tedavisi yumurtalık rezervini azaltabilir.
Geçirilen ameliyatlar; Daha önceden geçirilen yumurtalık ameliyatları yumurta rezervinde azalmaya yol açar.
Azalmış yumurtalık rezervinin genellikle herhangi bir belirtisi yoktur. Ancak, bazı kadınlar aşağıdaki belirtileri yaşayabilir:
Erken menopoz
Adet düzensizliği veya adet olamama
Düşük östrojen seviyesine bağlı vajinal kuruluk, cinsel istekte azalma
Kısırlık ve gebe kalmada zorluk
Azalmış yumurtalık rezervi, aşağıdaki testlerle teşhis edilebilir:
Folikül sayımı: Folikül sayımı, yumurtalıkların içinde bulunan foliküllerin sayısını ölçmek için kullanılan bir ultrason testidir.
FSH testi: FSH testi, östrojen üretimini uyaran bir hormon olan FSH seviyesini ölçmek için kullanılan bir kan testidir.
AMH testi: AMH testi, yumurtalık rezervini ölçmek için kullanılan bir kan testidir.
AMH (Anti-Müllerian Hormon) kan testi, yumurta rezervini belirlemek için kullanılan bir testtir. Bu test ile yumurtalıklarındaki foliküllerin sayısı tahmin etmek üzere kandaki AMH seviyesi ölçülür. Alınan kan örneği ile laboratuvar ortamında AMH seviyesi analiz edilir.
Yumurta rezervi testleri, genellikle adet döngüsünün 2. veya 3. Gününde yapılır. Adet olmayan kadınlarda herhangi bir günde de yapılabilinir.
AMH seviyesi, laboratuvarın kullandığı ölçüm birimine bağlı olarak değişmekle birlikte 1 değerinin altındaki değerler düşük yumurtalık rezervini gösterir. Bazen ultrasonda görülen yumurta sayısı, AMH değeri ile uyumsuz olabilir yani daha iyi veya daha kötü görülebilir. Yumurta rezervi her kadında farklıdır ve AMH seviyesi tek başına bir kriter değildir. Yaş ve folikül sayısı gibi faktörler de dikkate alınmalıdır.
AMH seviyeleri laboratuvarın kullandığı ölçüm birimine göre değişiklik gösterebilir. Genel olarak, genç kadınlarda ve polikistik over sendromunda yüksek AMH seviyeleri bulunurken, yaşla birlikte ve yumurta rezervi azaldıkça AMH seviyeleri düşer.
Yüksek (AMH > 4 ng/ml)
Normal (AMH 1,5-4 ng/ml)
Düşük (AMH < 1,1 ng/ml)
Çok düşük (AMH < 0,5 ng/ml)
Yumurta rezervinin az olması durumunda doğal yollarla gebe kalınması zorlaşır. Tüp bebek tedavisi gibi yardımcı üreme teknikleri ve SVF ,PRP, eksozom gibi kök hücre tedavileri ile, az sayıdaki kaliteli yumurtaları kullanarak gebe kalma şansını artırabilir.
Yumurta rezervi az olan kadınlar da hamile kalabilirler. Yumurta rezervi az olsa da, sağlıklı bir yumurta üretme ve döllenme şansı vardır. Genç kadınlarda yumurta rezervi azlığı durumlarında gebelik başarısı ileri yaşlara göre daha fazladır. Yumurta rezervi az olan kadınların normal rezervli kadınlara göre hamile kalma sürecinde zorluklar yaşama olasılığı daha yüksek olabilir ve yardımcı üreme tekniklerine başvurma ihtimalleri artabilir.
Azalmış yumurtalık rezervi için kesin bir tedavi yoktur. Ancak, aşağıdaki tedaviler doğurganlığı artırmaya yardımcı olabilir:
Tüp bebek tedavisi: Tüp bebek tedavisi, yumurtaları ve spermleri laboratuvarda birleştirerek hamileliği destekleyen bir tedavidir.
Yumurta bağışı: Yumurta bağışı, yumurtalık rezervi azalmış kadınlar için bir seçenektir.
Hormon tedavisi: Hormon tedavisi, östrojen ve progesteron seviyelerini artırmaya yardımcı olabilir.
Kök hücre tedavisi ile kadınlarda yumurta azlığı tedavisi yapılabilinir.
Azalmış yumurtalık rezervi, doğurganlığı etkileyebilecek ve kısırlığa yol açabilecek bir durumdur. Ancak, tüp bebek tedavisi ve yumurta bağışı gibi tedaviler, hamile kalmayı mümkün kılabilir. Antalya’da azalmış yumurtalık rezerv tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar almaktayız. Bu amaçla tüp bebek tedavisi yanı sıra PRP, SVF, eksozom tedavilerini de uygulamaktayız.