Gebelik döneminde karın ağrısı, baş ağrısı, kusma, sık idrara çıkma hormonların ve fizyolojik değişiklerin neden olduğu en sık sorunlardır. Bu sorunların bazıları doğal belirtiler olabilirken, bazıları ise önemli problemlerin habercisi olabilir.
Embriyonun rahime yerleşmesi sırasında anne adayı kasık ağrıları yaşayabilir. Bu durum genelde 4-5. haftalarda görülür. Ağrı, beraberinde kanama olmadığı sürece beklenen bir durumdur. Ancak bu ağrı anne adayının yürümesine ya da hareket etmesini etkileyecek şekilde olmaz.
Anne adaylarını korkutan bir diğer yakınma ise kanamadır. Özellikle gebelik döneminin ilk 3 ayında olan bu kanamaların sebepleri haftasına göre değişmektedir. 5-6.haftalarda olan kanamalar, kesenin yerleşme sürecinde rahim iç duvarında oluşur. 12.haftada oluşabilen kanama fetal zarların birleşmesine bağlı olabilir. Ancak gebelik döneminde herhangi bir kanama olduğunda düşük tehdidi olarak adlandırılır. Çoğu zaman istirahatla geçen bu kanamaların, düşük tehdidi açısından ya da kanama alanı açısından değerlendirilmesi gerekir.
Anne adayları östrojen, prolaktin ve progesteron hormonlarının artışı sebebiyle göğüslerde değişiklik hissedebilir. Özellikle gebeliğin ilk haftalarında yaşanan bu değişiklikler ağrı hissettirebilir. Bu ağrının artmaması için göğüs uçlarının uyarılmasından uzak durmak gerekir.
Gebeliğin ilk dönemlerinde rahmin hacminin artmasıyla böbrek fonksiyonlarında değişiklik görülebilir. Anne adayının yaşadığı idrar şikayetleri, 4.aydan itibaren rahatlar. Ancak gebeliğin son haftalarında bebeğin başının mesaneye baskısı nedeniyle yeniden artış gösterebilir. Anne adaylarında sık idrara çıkmayla birlikte, idrarda yanma şikayetleri de mevcutsa idrar yolu enfeksiyonun varlığı açısından değerlendirilmeli ve uygun tedavi verilmelidir.
Anne adaylarını olumsuz etkileyen, özellikle ilk haftalarda görülen bulantı ve kusmalarının olası sebepleri; plasentadan salgılanan hormonlar, annenin psikolojik sıkıntıları, B6 vitamini eksikliği, gebeliğe bağlı mide-barsak istemindeki değişiklikler, tiroit bezinin normalden fazla çalışması sayılabilir. Gebelik döneminin ilk haftalarında yapılan rutin tahlillerde anormal bir durum izlenmediğinde bu kusmalar, psikolojik ya da hormonların etkisi olarak kabul edilir. Bu kusmalara bağlı kilo kaybı olması ve yeterli beslenme olmadığı durumlarda tedavi gerekebilir.
Gebelik döneminin özellikle ilk 3 ayında görülen sürekli uyuma isteği, halsizlik progesteron hormonunun vücutta artmasıyla oluşur. Çoğu zaman anne adaylarında 3.aydan sonra bu şikayetler azalır.
Anne adaylarında özellikle ilk 3 ayda görülen baş ağrısı, bulantı ve kusmaya bağlı uzun süre aç kalınmasına ve su alımının az olmasından kaynaklıdır. Vücudun susuz kalması baş ağrısına neden olabilir. Gebeliğin son aylarında görülen baş ağrısı ise tansiyon yüksekliği ve preeklempsi nedeniyle olabileceğinden araştırılması gerekmektedir. Bu sebeple anne adayında son aylarda baş ağrısı varsa mutlaka doktora başvurmalıdır.
Gebelik döneminde anne adayını rahatsız eden bir diğer konu ise reflüdür. Büyüyen rahimin mideyi yukarıya itmesi ya da progesteron etkisiyle yiyeceklerin yemek borusundan daha yavaş geçmesi nedeniyle oluşur. Bu durum midenizin boşalmasını geciktirir ve yiyecekler sindirim sisteminden daha yavaş geçer. Bunun sonucunda hazımsızlık, şişkinlik ve bulantı hissi de görülebilir. Anne adayının şikayetlerininşiddeti doğrultusunda ilaç tedavisi başlanabilir.
Gebelik döneminde en sık görülen problemlerin bir diğeri ise vücuttaki bazı bölgelerin özellikle yüz, göğüs uçları, karın, kasık, ve göbek çevresinde kahverengileşerek kararmasıdır. Bu değişimin sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, gebelik döneminde estrojen hormonunun artmasına bağlı olabileceği düşünülmektedir. Bu kararmalar güneş ışığı veya başka ultraviyole ışıklarıyla daha da artabilir.
Büyüyen rahmin bağırsakların son kısmına baskı yapmasıyla ve sindirim sisteminin yavaşlamasıyla anne adayında kabızlık görülmeye başlanır. Bu kabızlık gebeliğin son döneminde hemoroit(basur) ve anal fissür(makatta çatlama) oluşumuna neden olabildiği gibi var olan şikayetleri de arttırabilir. En önemli tedavisi liften zengin beslenme ve bol sıvı tüketmektir. İyi yıkandığı takdir de çiğ sebze ve meyve yenmesi de faydalıdır. Bu dönemde doktor kontrolü dışında müshil ya da benzeri etkili ilaçların kullanılması doğru değildir.